Saturday, June 27, 2015

İngilizce`den Çeviriler


"Avrupa ABD'den büyüme hırsızlığı yaptı"

ABD’nin ekonomisi şu an çok zayıf görünüyor. 2015’in ilk yarısında ABD’nin gayri safi milli hasıla (GSMH) büyüme oranının sıfıra yakın olması muhtemeldir. İş büyümesi geçtiğimiz Kasım ayında zirveye çıktı, reel ücretler düz, neredeyse kırk yıldır işgücü katılım oranı düşük ve enflasyon önlemleri üç yıldır Fed’in hedefinin altında. Bu ortamda Fed’in faiz oranlarını artırabilmesi cok uzak bir ihtimal. Fed, ekonominin 2015 yılının ikinci yarısında düzeleceğini umuyor. Bazı iyileştirmeler mümkün ancak Fed’in hedeflerini karşılamak için yeterli değil.
Avrupa’da biraz büyüme oldu ama bu çoğunlukla olumsuz faiz oranları ve euronun dolar karşısında düşüşüne sebep olan parasal genişleme sayesinde gerçekleşti. Bu, Avrupa’nın ABD’den ucuz bir kurla büyüme çaldığı Kur Savaşları'nın bir örneği. Eğer Fed oranları yükseltirse, bu Türkiye’nin de dahil olduğu gelişmekte olan piyasalar için yıkıcı olacak ve ABD’de borsanın düşüşüne sebep olacak. Fed’in oranları yükseltmemesi daha muhtemeldir. Hatta, 2016’nın başlarında, parasal genişlemeye (ya da QE4) gidilebilir. Bu doların düşmesine ve euronun daha güçlü büyümesine neden olur... karar.com



Gray: Dünyanın Türkiye’deki konuta ihtiyacı var

Küresel ticari ve gayrimenkul yatırım tarihinde gerçekten ilginç bir noktadayız. Dünya çapında, gayrimenkul de dahil olmak üzere reel aktiflere bir talep var. Gayrimenkulün ürettiği iki şey vardır; gelir ve değer.
An itibariyle, tüm dünyada gelirle ilgilenen yatırımcı grupları var. Bu gruplar cok uzun vadeli yatırımclar oldukları için değer yükselişlerini çok önemsemezler. Norges Bank ve Kore Ulusal Emeklilik Servisi gibi devlet servet fonları ve Brezilyalı Safra Ailesi, Katarlı El Thani Ailesi gibi aileler de bu gruplara dahildir. Bu yatırımcıların çok düşük geri dönüş şartları vardır ve en iyi aktif varlıklar için cok agresif tekliflerde bulunmaktan sakınmazlar.
Hala değer odaklı yatırımclar da var ancak bu yatırımcılar genellikle daha lokal ve daha fırsatçılar; düzeltilebilir ve kısa dönemde tekrar satabilecekleri yanlış fiyatlanmış ya da sorunlu aktif varlıklar ararlar. Bu sebeplerden dolayı, uzun vadeli ve kısa vadeli yatırımcılar ile birlikte sağlam bir küresel pazarın olduğunu söyleyebiliriz.
Bireysel konut konusunda resim daha karışık. Gelişmiş dünyanın birçok yerinde konut fiyatları çok yüksek ve birçok genç insanın satın almaya gücü yetmiyor. Bu durum ev sahipleri ve konut kiralama işleriyle uğraşanların işine yarıyor ancak uzun vadede sosyal dengeye olumsuz etkileri var. Zamanla bütün bir nesil “kiracılar milletine” dönüşebilir...karar.com



Prof. Dr. Mike Tsionas: İflasa gidiş AB'ye katılınca başladı

Yunanistan’ın bu duruma gelmesine tarihsel bir perspektiften baktığımızda üç faktörün kritik önemi olduğunu görüyoruz. Bunlardan birincisi, ilk petrol fiyatı şoku sonrasında imalat sektörünün çöküşü. İkincisi, Yunanistan’ın 1980’de Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) girdiği zamanki tarım sektörünü yeniden yapılandırmadaki başarısızlığı. Üçüncüsü ise, özel sektörün değişen küresel şartlara adaptasyonundaki başarısızlık ve milletin kendi beşeri sermayesinden verimli bir şekilde yararlanmamasının başarısızlığı.
Bu ana sebeplerin dışında, kökü 19. yüzyıla dayanan müdahaleci mali politikalar ve para politikaları, zararların ve borçların birikimi, aşırı vergi kaçakçılığını önlemedeki başarısızlık, Avrupa’nın düşük faiz oranı trendi ve buna müteakip kredi alım kolaylığı ile kredilerdeki büyük artış ülkenin bu duruma gelmesine sebep oldu...karar.com



Wednesday, July 4, 2012

MİLLETLERİ KADINLAR KURAR


Dün televizyonda rastladım. Küçük bir kız, 8-9 yaşlarında, önce bir şarkı söyledi, sonra da “dansöz ablalarını (!)” taklit ederek dans etti. O anda kendi kız kardeşim geldi gözümün önüne… Nasıl hissederdim onu bu halde görseydim. Geleceğin eğlencesi mi olacak bu kız da yoksa dedim… Erkekleri eğlendirmek için yeni birileri mi yetişiyor? Tamam, programın yapımcısının, bilmem nesinin umurunda değil bu çocukların geleceği, peki ailelerinde mi umurunda değil dedim… Onları böyle şeylere kimler özendiriyor, aileler kızlarını kadınlığın değerini onlara öğreterek yetiştirmiyorlar mı artık diye sordum kendime…

Bu arada babamın “ponpon kız olmak kadınlığa hakarettir” lafı aklıma geldi –küçükken bizim böyle şeylere katılmamızı istemezdi-. Eğer dürüst olursak kendimize, buradaki maksadın birilerine eğlence olmak, onların her türlü düşüncesine, tavrına, belki el şakasına, hatta daha başka davranışlarına maruz kalmak olduğu sonucuna varırız. Bu örtünmekle yahut örtünmemekle alakalı bir şey değil. Kadın çok değerli bir varlıktır. Milletleri, insanlığı kadınlar kurar. Allah kadınlara böyle büyük bir doğa, bir meziyet vermiştir. Kesinlikle onlar birilerini eğlendirmek için yaratılmamıştır.
Görüyoruz, maalesef hemen hemen her klipte birkaç mini etekli, şortlu, hatta metrekaresi bunlardan daha küçük kıyafetler giyen dansçı kız var, ya da reklamlarda. Bunun sebebi açık; kadının çıplak bedeni üzerinden kendi ürünlerini pazarlamak, çünkü “çıtır kızlar” olmazsa kimse yaptığım şarkıyı dinlemez, kimse bu dondurmayı yemez, kimse şunu içmez, buraya gitmez korkusu var üreticilerde. Televizyon -ki kitap dergi gazete okumayan halkın düşüncelerini, dünya görüşlerini belirleyen bir araç- böyle şeylerle dolu olunca çocuklar da bunları bir şey zannedip heves ediyor, aileleri de destekleyince, böyle programlar sayesinde (!) yıldız olma yolunda ilerlemek istiyorlar…

Ayrıca, bence, halkımız rağbet etmezse, yapımcılar da böyle programlar yapmaktan vazgeçerler. Bunun yerine hem çocuklar, hem yetişkinler için eğitici programlar koyulabilir. Mesela TRT 1’de “Süper Dadı” diye bir program var. Bu program birçok anneye ve anne olmaya hazırlananlara çocuk bakımı açısından çok öğretici ve yardımcı oldu.

Ne zaman televizyonu açsam yahut açık televizyona rastlasam hep bir ahlaksızlıkla karşılaştığım için, hamdolsun pek televizyon seyretmiyorum, “Süper Dadı”, Üstün Dökmen ’in hazırladığı “Küçük Şeyler”, ya da “Buyurun Paylaşalım” gibi başka faydalı, eğitici, beşeri ilişkileri iyileştirmeye yönelik programlar, diziler, filmler var mı bilmiyorum ama bunların çok az olduğu ortada.

Bu, çocukların yarıştığı şarkı yarışmasına dönersek; umarım yaptıkları o çocuklar için sadece hevesten ibaret olur ve kısa sürede vazgeçerler yahut işin aslında ne olduğunu anlarlar, daha sonra devam etseler bile en azından bilinçli, kendi iradeleriyle, farkında olarak devam ederler. Bu durumda alan razı satan razı olur, bize de söz düşmez.



Betül Fatma Cömert

Wednesday, January 25, 2012

Ramazan'ın ruhunu Avrupa'ya taşıdılar


A news from Yeni Safak daily newspaper
BETÜL FATMA CÖMERT / İSTANBUL

Ramazan ayı tüm bereketiyle, rahmetiyle İslam ülkelerinde yaşanıyor. Peki Müslümanların azınlık olarak bulunduğu Avrupa ülkelerinde Ramazan nasıl geçiyor? Bu soruyu merak edip gurbette yaşayan Müslümanları aradık ve onlara Ramazan ayını nasıl geçirdiklerini sorduk. Ramazan'ı en güzel şekilde yaşamak ve yaşatmak için el ele veren Avrupa'daki müslümanlar verdikleri toplu iftarlarla, kılınan teravihler ve iftar sonrası yapılan etkinliklerle Ramazan'ı en güzel şekilde yaşamaya çalıştıklarını öğrendik. 4 milyon 300 bin Müslüman'ın yaşadığı Almanya'da Ramazan eskiye oranla daha canlı yaşanıyor. İftar çadırları Türkiye'de olduğu gibi Almanya'da da büyük ilgi görüyor.
Fransa'da da toplu iftarlar ayrı bir önem taşıyor. Hatta bu iftarlara Fransa Devlet Başkanı Sarkozy bile katılmış. Müslüman halkının Ramazan ayını en etkin şekilde yaşadığı ülkelerin başında ise hiç şüphesiz İngilter geliyor. Çünkü İngiliz halkı da hükümeti de Müslümanlara karşı son derece saygılı davranıyor. Kültür ve tarih bakımından Türkiye'ye en yakın Balkanların abidesi Bosna'da ise ramazan her zaman olduğu gibi samimi ve huzurlu geçiyor. more...

Saturday, January 21, 2012

'Nezuk'tan Potoçari'ye' Marş Mira


A news from Yeni Safak daily newspaper
BETÜL FATMA CÖMERT

Potoçari, Srebrenica'ya 20 kilometre uzaklıkta bir kasaba. Bu küçük kasaba 8372 kişiye mezar oldu birkaç günde. 1992-95 Bosna Savaşı sırasında, Birleşmiş Milletler altı bölgeyi, güvenli bölge ilan etmişti. Güvenli, yani düşmandan emin, kimseden zarar görmeyecekleri bölge. Potoçari de bu altı bölgeden biriydi ve Birleşmiş Milletler askerleri tarafından korunuyordu. 48 bin Müslüman Boşnak oraya sığındı yaşlısı, çocuğu, genci, kadını, kızı ile... Barınak olarak kullanabilecekleri boş fabrikalara yerleştirildiler. Bölgeye ne yemek, ne su girebiliyordu. Sırplar müsaade etmiyorlardı gönderilen yardım kamyonlarının bölgeye girmesine. Geçmesine izin verdikleri kamyonların da içindeki yiyecekleri, içecekleri zehirliyorlardı. NATO bir süre onları korur gibi göründü. "-gibi göründü" çünkü Çetniklerin saldırılarına karşı çıkmadı, göz yumdu ya da erteledi. Çevreden tepki gelmesin diye ara sıra helikopterlerle gezdi dağların tepesinde, düşman olup olmadığını murakebe ettik / denetledik demek için. Sonunda, 11 Temmuz 1995 günü, iki yüzlülüklerini resmi olarak gösterdi Birleşmiş Milletler. NATO askerleri o gün Potoçari'yi terkettiler. Elbiselerini ve silahlarını Sırp askerlerine verip, onları 48 bin Müslüman Boşnak'ın sığındığı güvenli bölgeye soktular. Anlaşmalarına göre, güvenli bölgeye silah sokmak yasaktı, bu yüzden ne Boşnaklarda ne Sırplarda silah yoktu. İlk başta, herşeyden habersiz olan insanlar, içeri girenleri NATO askeri sandılar. Boşnaklar onların Sırp olduklarını anladığında çok geçti. Güvendikleri bir birim onları satmıştı, şaşkınlardı, korkmuşlardı, silahsızlardı, hazırlıksızlardı, hiç bir şey yapamadılar. more...

Bereket Konvoyuyla Mostar'da iftar keyfi

Yeni Safak 26.08.2009


Bosna Hersek, Bereket Konvoyu ile buluştu. Geçtiğimiz hafta Bayrampaşa'dan yola çıkan Bereket Konvoyu beşinci kez çıktığı yolculuğunu Bosna Hersek Cumhuriyeti'nin Hersek bölgesindeki Neretva kantonunun merkezi Mostar'da tamamladı. 17 Ağustos'ta açılışı yapılan Bayrampaşa'daki Mostar köprüsünden uğurlanarak Bosna Hersek'teki Tarihi Osmanlı köprüsüyle anılan Mostar şehrine ulaşan Bereket Konvoyu ilk Ramazan programını gerçekleştirdi.

KARDEŞLİK SINIR TANIMAZ
Bereket Konvoyunun tarihi Mostar Köprüsünün hemen yanında kurduğu 800 kişilik iftar sofrasına, Bayrampaşa Belediye Başkanı Hüseyin Bürge, Bayrampaşa İlçe Kaymakamı Abdulkadir Yazıcı, Mostar Belediye Başkan Vekili Jeyin Ramadina, Mostar Baş İmamı Nazif El Garip, TC. Mostar Başkonsolosu Turgut Kural, Sırp ve Musevi sivil toplum temsilcileri ve Mostarlılar büyük ilgi gösterdi. İftar programı, top ateşinin ardından okunan ezanla başladı. Bayrampaşa Belediyesinin beş yıldır yürüttüğü 'Kardeşlik Sınır Tanımaz' sloganıyla tüm balkan ülkelerini dolaşan Bereket Konvoyunun anlatıldığı ve özel olarak Boşnakça seslendirilmiş bir tanıtım filmi eşliğinde iftar yemeği yenildi.

İKİNCİ DURAK ILICA
Bayrampaşa Belediyesinin 'Kardeşlik Sınır Tanımaz ' sloganı ile yola çıkan Bereket Konvoyunun ikinci durağı Ilıca oldu. 'Bereket Konvoyu' gönül sofrasını paylaşmaya, Ilıca'da açtığı 2000 kişilik iftarla devam etti. Ilıca'nın meydanında gerçekleşen program, iftar öncesinde kurulan halkın yoğun ilgi gösterdiği fotoğraf sergisi ve geleneksel ebru atölyesi ile başladı. Okunan ezanın ardından oruçlar açıldı. Ilıca Belediye Başkanı Amer Genanoviç, Bayrampaşa Belediyesi yetkililerine teşekkür etti.